İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Curly Doc Says Kulübü tarafından İstinye Üniversitesi Topkapı kampüsünde gerçekleşen “Geleceğin Tıbbına Multidisipliner Yaklaşımlar” Sempozyumu’nda; gelişen bilim ve teknolojinin tıp alanındaki etkileri tartışıldı.
İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit KARAMÜRSEL’in ‘’Nöro Stimulasyon’’ konulu semineriyle başlayan sempozyum; SBF Dekanı ve İstinye Üniversitesi Moleküler Kanser Araştırma Merkezi (İSÜMKAM) Müdürü Prof. Dr. Engin ULUKAYA’nın ‘’Kanser ve Mikrobiyota İlişkisi’’ ve İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal KARAÖZ’ün ‘’Kök Hücrenin Geleceği’’ konulu semineriyle devam etti. Sempozyumda konuşma yapan İstinye Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Başkanı Dr. Muharrem USTA “geleceğin başarılı doktorları yapay zekayı en iyi kullanan doktorlar olacak” sözleriyle yapay zekanın tıp alanındaki kullanımına dikkat çekti.
İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Oktar GÜLOĞLU’nun ‘’Aşkın Mantığı’’ ve Prof. Dr. Orhan TANRIVERDİ’nin ‘’Robotik Cerrahi’’ konulu seminerleriyle devam eden Sempozyuda; etkinliği düzenleyen Curly Doc Says Kulübü Başkanı ve İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Asude KAYA “Tıp eğitiminin artık çok farklı bir yere gittiğinin farkındayız. Özellikle okulumuz yapay zeka ve kök hücre çalışmalarına çok önem veriyor. Biz de ne kadar değişimin içinde olursak o kadar kendimizi geliştireceğimizi bildiğimiz için bu etkinliği düzenledik” sözleriyle sempozyumu değerlendirdi.
İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal KARAÖZ, gelişmiş birçok ülkede organ üretimi üzerine laboratuvarında yoğun çalışmaların olduğunu söyleyerek, “Kök hücreler kullanıp üç boyutlu yazıcılar ve birtakım programlamalarla gelecekte kalp, karaciğer mutlaka üretilecek” gelecekte tıpta yaşanacak gelişmelere dikkat çekti.
Sempozyumda ‘Kök Hücrenin Geleceği’ başlıklı sunum yapan İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal KARAÖZ; “Kök hücre, vücudumuzun birçok organında, dokusunda var. Saçımızın uzamasından tutun da kemik iliğinde kan yapımında sorumlu olan hücreler. İyi seçilmiş hastalarda, iyi laboratuvarlarda üretilmiş hücreler ve hekimlerle gerçekleştirilen kök hücre tedavilerinde başarılı oluyoruz o konuda bir endişemiz yok” sözleriyle kök hücre konusunun önemine değindi.
Tıp ve yaşam bilimlerinin geleceğinde kök hücre tabanlı tedaviler, hücresel ve gen tedavileri, doku mühendisliği, genetik manipülasyonlu hücrelerle hastalıkların tedavisi gündemi çok işgal edecek ve çok büyük ihtimalle de klinikte rutin uygulama alanları bulunacağını söyleyen Prof. Dr. Erdal KARAÖZ, Bugün artık kanserle savaşmanın kemoterapik ajanların yanı sıra mutlaka hücresel immunoterapinin olması gerektiği noktasında görüş birliği var. Bu noktada gerçekten büyük ilerlemeler oluyor” dedi
Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde araştırmalar yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Karaöz, “Kök hücrelerin hayvan çalışmalarını yıllar önce bitirdik. Günümüzde Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınarak yapılan çalışmalarda tabi ki çok başarılı olunan vakalar var ama hiç başarılı olunmayan vakalar da var. Biz bunları bakanlığın kontrolü altında yaptığımız klinik araştırmalarda anlayamaya çalışıyoruz. Hangi vakalarda daha başarılıyız? Hangilerinde daha az başarılıyız? Bunları anlayacağız bu veriler Türkiye çapında toplanacak, değerlendirilecek ve daha ileriye bakacağız” dedi.
3 boyutlu biyo yazılıcılarla organ üretiminde gelişmeler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdal KARAÖZ, “Biz de İstinye Üniversitesi’nin laboratuvarlarında damar ürettik yakın bir gelecekte deri üreteceğiz. Kök hücreleri kullanıp üç boyutlu yazıcılar ve birtakım programlamalarla gelecekte kalp, karaciğer mutlaka üretilecek” sözleriyle İstinye Üniversitesi’nin AR-GE çalışmalarının altını çizdi.
dünyada gelişmiş birçok ülkenin laboratuvarında bu çalışmalar yoğun bir şekilde devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Erdal KARAÖZ, Zaten minyatür kalp ve karaciğer yapıldı. Bilim insanları hayal ederek bu başarılara ulaşıyor. 10-15 yıl sonra belki daha uzun sürecek ama kalp yetmezliği olan ve bağış bekleyen bir hastanın kök hücreleri kullanılarak birkaç ay içerisinde laboratuvarda kalbinin üretildiğini hayal edin. Üretilen kalbin tekrar o insana nakledildiğini düşünün bu müthiş bir şey. Bunlar gerçekleşecek ben inanıyorum. İnsan ömrünü de yüzde 100 uzatacak” tıpta yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verdi.