Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen Yeni Koronavirus Salgınlarına Genel Bakış panelinde koronavirüsünün belirtileri, riskleri, korunma yolları tartışıldı. Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuriye Fışgın virüsün hızlı yayıldığına ve aşı geliştirmenin zaman alacağına vurgu yaparken, Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kaya Sami Nizamoğlu, Türkiye’nin risk altında olduğunu dile getirdi.
‘Yeni Ortaya Çıkan Koronavirusların Epidemiyolojik Gelişimi ve Salgın Dinamikleri’ başlıklı sunum yapan Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kaya Sami Nizamoğlu, “Koronavirüsün hangi hayvandan kaynaklandığını kesin olarak bilmiyoruz ama bu patojeni en çok barındıran hayvan yarasalar. Temel üreme sayısı çok önemli, bu patojenlerin sağlığının göstergesidir. Bu virüsün kalıcı olup olmayacağının da işaretidir. Yani bir hasta kişi iyileşmeden kaç hasta insan üretiyor kısmına bakıyoruz. Koronavirüste temel üreme sayısı 1’in üzerine çıktı. Dünya Sağlık Örgütü 1,5-2,5 bandında olduğunu açıkladı. Daha yüksek olduğunu söyleyen araştırmalar var. 4 olduğunu düşünelim yani bir hasta kişi iyileşmeden virüsü 4 kişiye bulaştırıyor. Bu önüne geçmesi zor bir gücü var anlamına gelir. Mevsimsel geçişler gücünü bir miktar değiştirebilir. Aşısı olsaydı 1’in altına çekmek kolaydı. Koronavirüsün kalıcı olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“Kalıcı olacaktır çünkü yarım küre değişecek” diyen Dr. Nizamoğlu, “Biz yaza gireceğiz ama kışa girecek bir yarım küre var. Koronavirüs, Çin’in Vuhan bölgesinden çıkmayı başarırsa bu ülkelerde varlığını sürdürebilir. Şu aşamadan sonra virüsün kolay kolay önünün alınacağını zannetmiyorum. Virüs solunum yoluyla bulaştığı için bahar ve kış aylarını seviyor olabilir. Ama Koronavirüs her mevsimde varlığını sürdürebilir gibi duruyor” ifadelerini kullandı. Dr. Nizamoğlu, “Türkiye gelebilir. Yakın çevremize geldi. Avrupa’da birçok ülkede var. Geldikten sonra belli bir süre kendisini belli etmeyecektir. Genelde bir ölüm vakasıyla ortaya çıkar. O da en az 50, 100 kişinin enfekte olması demek. Her yeni hasta için 7 güne ihtiyacı oluyor. Ülkemize geldikten sonra haberdar olmamız 1,5-2 ayı bulabilir” dedi.
Yeni Ortaya Çıkan koronavirüsların klinik özellikleri ve korunma yolları üzerine konuşan İstinye Üniversitesi öğretim üyesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın ise, “Virüsün yüzde 90 belirtileri arasında yüksek ateş ve öksürük var. Daha sonra bazı hastalarda nefes darlığı orta ve ağır seyredebiliyor. İshal de görülebiliyor. İleri düzeyde akciğer yetmezliğine kadar götürüyor. Akciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalar yoğun bakımda takip ediliyor ve genellikle kaybediliyor” diye konuştu.
Ellerin yıkanmasına özen göstermek gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Fışgın, “Öksürürken, konuşurken havaya partikül yayılıyor ve virüs bu partiküllerle taşınıyor. Ama 1 metreden daha uzağa taşınmıyor. Dolayısıyla virüs yakın temasla bulaşıyor. Özellikle kalabalık ortamlarda hasta biri varsa cerrahi maske takması gerekiyor. Ellerimizi 20 saniye su ve sabunla yıkamalıyız” ifadelerini kullandı.
Salgının boyutunun büyük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fışgın, “60 bin kişi şimdiden enfekte oldu ve bin 300 kişi hayatını kaybetti. Aşının geliştirilmesi ve insanlar üzerinde denenmesi zaman alıyor. Virüse karşı en etkin yöntem karantina yöntemidir. Şu anda neredeyse 60 milyon insana uygulanıyor. Seyahat önerilerine uyulması lazım. Özellikle 65 yaş üstü hastalar, kalp, böbrek yetmezliği hastaları, astım, KOAH gibi rahatsızlığı olanlar, diyalize giren ve kanser hastaları risk altında. Zaten yoğun bakımda tutulan ve hayatını kaybeden genelde bu hastalar oluyor” dedi.